Yağmur Neden Damlalar Halinde Düşer? Gerçekten Her Biri Gözyaşı Şeklinde Midir?

Yağmur Neden Damlalar Halinde Düşer? Gerçekten Her Biri Gözyaşı Şeklinde Midir?

Arabanızın ön farlarında veya el fenerinizin ışığında dönen sise bakarsanız, bu sisin minik damlacıklardan oluştuğunu göreceksiniz. Gökyüzündeki bulutlar da aynen böyledir. Bulutlar Dünya’yı çepeçevre saran, havda görünmeyen su buharından oluşur. Bir bulut oluştuğunda su kendini gösterir. Buhar, sıvı damlalar halinde yoğunlaşarak veya donup buz kristallerine dönüşerek havada yuvarlanır ve düşer.

Dolayısıyla yağmur, bulut ‘’ içerisinde ‘’ olan bir şey değildir. Yağmur, aslında dağılarak bir kısmını kaybeden buluttur. Bu durum, bulutun damlaları veya buz kristalleri ağırlaşıp yerçekimi tarafından aşağı doğru çekildiğinde oluşur.

Ancak damlalar düşmeden önce, bir musluğun ağzından sarkmadığı için, uzun gözyaşı damlaları gibi yağmaya başlamazlar. Tıpkı bulutun içinde bulundukları gibi, minik yuvarlak toplar şeklinde yağarlar.

Peki Yağmur Damlaları Neden Yuvarlaktır?

Tabii ki bulut damlacıklarına minik, yuvarlak şeklini veren yüzey gerilimi sayesinde olur. Bir miktar sıvı su içindeki moleküller birbirini çeker ama aynı zamanda birbirinin yanından da geçerler. ( Buzdan farklı olarak suyun, boşaltılan bardağın şeklini almasının sebebi budur. )

Ancak, bir su kütlesinin yüzeyi üzerindeki su molekülleri, etrafını saran havanın gaz moleküllerini pek çekmez. Esas çekimleri aşağıya, yanlara, içe; yani kendisinden olan diğer su moleküllerine doğrudur. Sonuç olarak, davul üzerindeki deriye benzetebileceğimiz gergin, ince, lastiksi bir yüzey oluşur. Bu yüzey bazı haşerelerin havuzlar, su birikintileri üzerinde gözle görülür şekilde adım atıp ilerleyebilmelerine olanak sağlayacak kadar kuvvetlidir.

Yüzey gerilimi her bir parçayı neredeyse kusursuz bir topa dönüştürmek üzere sıkıştırıp yoğunlaştırarak suyun bulutta veya siste alacağı şekli belirler.

Her küçük su kütlesi yüzeyindeki moleküller, birbirini eşit miktarda çekerler. Böylece su küçük ve yoğun bir küreye dönüşür. Bu, doğada bir kütlenin mevcut olan en küçük yüzey alanına sığabileceği en etkili şekildir. Ve işte size katrilyonlarca yuvarlak minyatür damlacıklar.

Gerçekten Her Bir Damla Gözyaşı Şeklinde Midir?

Ancak bu damlalar, yerçekimin etkisiyle aşağı çekilip buluttan düştüklerinde, şekilleri değişebilir. En küçük damlalar, bezelye taneleri gibi kusursuz, şekilleri neredeyse hiç bozulmayan damlalardır. Düşen damlalar ise diğer damlalara tutunup onlara karışarak daha büyük damlalar oluştururlar. ( Damlalar minik şıpırtılar halinde yere vurmadan önce, saatte maksimum 8 ile 30 km hıza ulaşabilirler. )

Daha büyük damlaların yüzey alanları da daha büyüktür. Dolayısıyla yeryüzüne doğru uzun yolcuklarında, daha fazla hava molekülüyle karşılaşırlar. Havadan gördükleri direnç, katı bir yüzeye düşüyormuşçasına  yağmur damlalarının alt yüzeylerini düzleştirir. Böylece büyük yağmur damlalarının gözyaşı damlası gibi değil de, küçük, şeffaf hamburger ekmekleri şeklinde olduklarını görürürüz.