e
sv

Epistemoloji ( Bilgi Teorisi) Nedir? Özellikleri Nelerdir ?

1008 okunma — 27 Aralık 2020 17:51
Epistemoloji nedir e1611869439277

Epistemoloji  ( Bilgi Teorisi) Nedir? Özellikleri Nelerdir ?

Bilgimizle övünürüz; bilgi bize kendi dışımızdaki dünyada, başka insanlarda ve kendi içimizde ne oluğ bittiğini anlama kapasitesini verir. Ancak bazen de alçak gönüllülüğümüz tutar, cehaletimizden dem vururuz: Her şeyi bilmemiz mümkün değildir, ne zamanımız vardır bunun için ne de her şeyi öğrenme kapasitemiz. Bilim, duyularımızın yelpazesinin ne kadar kısıtlı olduğunu ortaya koyar. Toplam elektromanyetik spektrumda görünürlük küçük bir kısımdır; işitmeyse var olan frekanslar yelpazesinin yalnızca bir bölümünü yakalayabilmektedir. Ne var ki teknisyenler şimdiye kadar bizim için gizli kalan bu frekansları ( yani ışık ve ses frekanslarını ) dikkatimize sunmuşlardır, böylece bunların daha ötesini keşfedebilir ve bilim ve sanayide kullanabiliriz.

Epistemoloji Neyi İnceler?

Kesin bilgi, inançtan farklıdır: Bahçede bir heykel olduğuna inanıyor olmam bir heykel olduğunu biliyor olmamdan farklı bir önermedir. Epistemoloji bilmek, inanmak ve emin olmak kavramlarıyla ne demek istediğimizi, bazı şeyler konusunda emin olup olamayacağımızı, olacaksak nasıl olabileceğimizi ve bunun dini, bilimsel, psikolojik, sanatsal ve ahlaki fikirler açısından söylenip söylenemeyeceğini inceler. Hakikat var mıdır? Biz onu nasıl bilebiliriz? Bilgimizden emin olabilir miyiz?

Epistemoloji Hangi Soruları Sorar ?

Epistemoloji bilimler için önem taşıyan sorulara el attığı gibi, temel anlama biçimlerimiz hakkında da sorular sorar. Kesin bilgi arayışı çerçevesinde geniş anlamda birkaç felsefi gelenek ortaya çıkmıştır. Bunlardan bazılarını duyularımızla algıladığımız şeylerden, bazıları da düşündüğümüz şeylerden emin olabileceğimizi söyler. Doğal olarak, kendileri sahte bir ikilik gibi görünen aradaki uçurumu bir köprüyle aşmaya çalışanlar da kesin bilgi için bir tanrıya başvurmayı seçenler de vardır.

Deistler için insanın zihninin ve duyularının aşikar yetersizliği, onları bilinen ve bilinecek olan her şeyin garantörü olarak Tanrı’ya dönmeye teşvik eder. Durum böyle olabilir ama insanlar Tanrı’nın kesin bilgilerinden nasıl yararlanabilir? Bu görüşün taraftarları, geleneksel olarak vahiy kavramına sığınmışlardır: Tanrı kendini seçilmiş kullarına açık eder, bunlara ise bu temelde dünyanın geri kalanının O’nun ne önerdiği veya ne gösterdiği konusunda aydınlatma görevi düşer. İster Tanrı’ya inansınlar ister inanmasınlar kuşkucular Tanrı’nın kendini insanlara göstermesiyle birlikte bilgi sorununun yeniden insanlık alemine devredilmiş olduğunu hatırlatır: Artık bir insanla karşı karşıyayızdır ama vahiy taraftarları, insanın ne bildiğinden emin olamayacaklarını söylemişlerdir.

Önerilen Konu:   Psikoloğa Gitmemize Engel Olan Sebepler Nelerdir?

Rasyonalizm kesin bilginin ancak zihnin işleyişinde, önermelerden türetilebilen mantıksal bağıntılarda bulunabileceğini söyler. Ampirizm buna zihnin başlangıçta boş olduğunu, bildiğimiz her şeyin duyuların zihin dışı dünyadaki şeyler karşılaşmadından ve onları algılamasından öğrenildiğini söyleyerek karşılık verir. Her iki pozisyonun da sorunları vardır. Eğer üç kenarı olan bir nesneyi hiç görmediysem üçgen fikrini nasıl geliştirebilirim? Ya da bazen ( özellikle yorgun veya hasta olduğumda ) beni yanılttığını bildiğim halde, duyularıma nasıl bütünüyle güvenebilirim? İkisini bir araya getirirsek duyularımdan edindiğim bulguları mantıksal düşünmeyle geçerli hale getirmem gerektiği ya da mantıksal zırvayla uğraşmadığımdan emin olabilmek için mantıksal düşünmenin duyulara yeniden bağlanması gerektiği söylenebilir.

Belki de bilginin kesinliği kavramı yersizdir, olasılığı tercih ederek yanılmayı kabul etmeliyiz. Bahçedeki heykelin varlığı konusunda yüksek bir olasılık olduğunu söyleyebilirim fakat sisli bir gecede bundan ne kadar emin olabilirim?

Batı felsefesindeki kuşkucu gelenek güçlü ve yararlı bir akımdır, bildiğimizi sorgulama yönünde etki yapmıştır fakat zorunlu olarak bilgi konusunda nihilizmi gerektirmez çünkü sürekli olarak bilgi edinmenin daha iyi yollarını aramak bilgiyi reddetmediğimizi gösterir. Buna bağlı olarak kimi felsefeciler bazı şeylerden emin olabileceğimizi ( ‘’2+2=4’’ veya ‘’ zar atarken 6 gelmesi ihtimali altıda birdir’’ gibi), bazı şeyler hakkında sadece olasılık düzeyinde önermeler kurabileceğimizi (‘’ mavi bir gök havanın sıcak olacağına işaret eder’’ ), bazı şeyler hakkındaysa hiçbir kesin bilgimizin olamayacağını (‘’Tanrı vardır’’ ) söylerler. Eğer olasılık temelli önermelere yönelirsem 0 ile 1 için, yani bir şeyi kesin olarak bilebilme parametreleri için kriterler geliştirme sorunuyla karşı karşıya kalırım. Bunlar ne olabilir? Buradan daha ileriye gidemem. Kuşkuculuk sahte bilimsel önermeleri ve dini önermeleri sorgulamakta çok etkili olmuştur. Bir olayın olmuş olduğundan çok emin olduğumuzu düşündüğümüz zaman bile, hep Hume’un havaya kalkmış kaşını hatırlamakta yarar vardır.

  • Site İçi Yorumlar

En az 10 karakter gerekli